YATIRIMIN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLMAZ

Oxolook - Karahindibalı Düşünceler - YATIRIMIN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLMAZ

YATIRIMIN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLMAZ

YATIRIMIN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLMAZ

Yatırmak, yatırım; çok kıymetli geleceği şekillendiren sihirli birtakım sözcükler. İnsanın önce kendine yatırım yapmasından bahsetmek gerek. Beyin, dev bir biriktirme ve yorumlama deposu ve insan beyninin kapasitesinin 200 trilyon kitaba denk geldiği varsayılıyor. Hal böyleyken bu depoyu ne kadar çok doldurursak ondan alacağımız verim miktarı da doğru orantılı olarak artacaktır.  Bilgiye ulaşmanın bu denli kolay olduğu bir yüzyıl içinde yaşıyoruz ve her şey bir tık kadar uzağımızda; o zaman kendimize yatırım yapmamak için hiçbir sebep yok, tabi tembellik zincirini kırmak suretiyle! Dijital dünyanın yerlileri olarak tabir edilen Y Kuşağı’nın bilgiye erişim hızını belki de üçe katlayacak bir Z Kuşağı evirildi. İlgili, merak eden ve gerçekten fırsatların peşinden koşan bir Z kuşağından bahsediyoruz. Mobil davranışla yönetiliyorlar belki ancak X ya da Y kuşağının yıllık ödevlerini hazırlamak için harıl harıl araştırmalar yaptıkları Meydan Laurosse’ları, Ana Britanica’ları da bu kuşaklar bilmez. O ansiklopedilerin kokusu eşliğinde yapılan ödevlerin hazzı da bir başka değil miydi? Şimdiki dünyaya baktığımızda inanılmaz bir veri deposu var ve teknolojiyi doğru kullanarak geleceğimize çok ciddi yatırım yapma imkanımız var.

Kendinize yatırım yaparken karşılaşacağınız katil sözcük ‘’ama’’ olacak. Ama’lar gerçekten bir çaresizlik timsali hayat boyu peşinizi bırakmayacak ne yazık ki. Kitap okumak istiyorum ama vaktim yok.. Spora vakit ayırmak istiyorum ama çocuklar sayesinde zaten sporumu yapıyorum, çok yorgun düşüyorum, spor da yapmayayım… Listeyi uzatmak pek mümkün, ama’lardan kurtulmazsanız hayatınız anlamsız bir boyutta sürüklenip gidecek. İşin kötüsü ‘’ama’’lar sebebiyle yapamadıklarımız bize çok şey kaybettiriyor olabilir. Konfüçyüs’ un konuya dair güzel bir sözü var: “Unutma, bir şeyin yapılamaz olduğunu düşünerek uyursan, başkasının o şeyi yaparken çıkardığı gürültüyle uyanırsın.” Düşünsenize belki de o okumak isteyip de vakit yaratamadığınızdan dolayı bir kenara attığınız  kitabı okusaydınız, o ve ertelediğiniz diğerlerini, şimdi siz de bir konuda girişimci ve yatırımcıydınız. Elbette ki sadece kitap okuyarak yapılan yatırımdan bahsetmiyoruz bu sadece bir örnek bunları çoğaltmak çok mümkün. Ertelemeden yaşımızın, çağımızın gereği ne ise onu yapmaya çalışmalı, hep daha fazlası için çabalamalı diyoruz.

Biraz da  işletmelerde yatırım konusunu irdeleyelim. Geleneksel pazarlama anlayışı, klasik satış teknikleri, bunları geride bırakmış bir yüzyılın içerisindeyiz. Artık marka deneyimi yaratırken daha ölçülebilir olmak hedefleniyor; müşteriye gerçek değer, yaşanabilir deneyimler sunmanın, marka veya ürün bağlılığı yaratabilmenin , stratejileri ve oyun planlarını değiştirerek gerçekleştirmenin mümkün olduğunu görüyoruz.

NIKE kurucu başkanı ve CEO su Mark Parker, Nike’ ın geleceğinin strateji değiştirmeyle daha da farklı yollara evirileceğini gören vizyonerlerden. İnsanların dijital tecrübeleri deneyimleyip fiziksel sporları yapmasının yaratacağı katma değeri öngörerek yatırımlarını dijitale de kaydırarak bambaşka bir boyuta taşıdılar markayı. Bir ayakkabı, tişört, spor malzemeleri sağlayıcısından çok daha fazlası artık Nike ; dijitalde kalp atışı, adım ölçer gibi fiziksel performans analizlerini yapar halde. Burada yapılan yatırım, tamamıyla geleceğe yapılan diri bir yatırım. Müşterilere sonuna kadar bir deneyim yaşatan ve diğer müşteri potansiyellerine de ilham veren canlı bir yatırım.  Bu bağlamda markanın ekonomik değeri yapılan yatırımla yeni inovasyonların kesinliğine,  yeni piyasalara girme potansiyelinin varlığına, sadakat ve cazibeyi artırarak gelecek karlarda iyileşmeye umut vaat etmiştir. Şu anda sürdürülebilirlikte bir dünya lideri Nike.  Ayrıca 2010 yılında başlattığı çalışma beraberinde ilk iki yıl içerisinde 4.5 milyon Kenyalıya temiz su verilmesine yardımcı olarak Hindistan’a uygun fiyatlı yenilenebilen enerji sağlamıştır. Bununla beraber çevre ve müşteriler için daha iyi kumaş üretimi ve düşük gelirli ülkelerde iş olanakları sağlamış bir markadan söz ediyoruz. Bu örnek yatırımın büyük hali; oldukça vizyonist bakış açısıyla ve aynı zamanda doğru finansman yönlendirmeleriyle sürdürülebilir bir dünya lideri olma modeli.

Yatırım aşamasında ve yatırım sürecinde paydaş beklentilerini karşılayabilme ve kendini rakiplerinden farklı kılabilmek için sağlam ve güçlü bir marka kültürü ilkesi oluşturabilmek önemli. COCA COLA, Amerikan kültürünü kullanıyorken, BENETTON’ ın   İtalya kültürünü barındırması gibi. Farklı yönde de şekillenebilir elbet kültür, tüm bölgelerin sentezi gibi, o markanın nasıl konumlandırılacağı ile alakalı. Önemli olan hedef kitlemizi belirlerken bu yatırım yolunda atacağımız adımlarda doğru farkındalıklar yaratmak, heyecanımızı ve enerjimizi karşı tarafa doğru aktarabilmek, doğru marka kültürü yapılanmasıyla bunu başarmak.

Yatırımın küçük hali örneğinde ise, Kars’ın Boğa tepe köyünde yaşayan 46 yaşındaki sevgili kadın girişimci  Zümran Ömür’ e yer verelim istedik. Bilenler, okuyanlar mutlaka ki vardır kendisini, sosyal medyada yaptıkları işleri anlatırken ki tevazulu ve bir o kadar kendinden emin, aynı zamanda sempatik  tavırlarıyla gönüllere taht kuran fenomen olmuş Zümra’n ablamızdan bahsediyoruz..2007’ de  Boğa tepe Çevre ve Yaşam Derneği’ni kurmuşlar, kendisi derneğin başkanı. Köydeki 650 çeşit bitki çeşitliliğinin farkındalığına vardıklarında dernek kurma girişiminde bulunuyorlar ve şimdilerde 45 kadın ile 15 erkek üyeyi barındırıyor dernek. Tıbbi bitkiler üzerine çalışmalar yaparak hem kadınların evlerinden çıkıp fayda üretmelerine vesile olmuş hem de bölgede eko turizme başlayarak köy turizmine hareketlilik kazandırmışlar. Denek üyeleri etkili iletişim, yoga, Fransızca kursu, sağlık ve beslenme kursları almış ve 35 çeşit tıbbi bitki üzerinde çalışmalar yapmışlar; doğru toplama ve kurutma ile ilgili atölyeler kurmuşlar. Derneğin kurulmasının ardından 3 yıl sonra ise yöresel lezzetlerimizin unutulmaması, damaklarda hep taze ve akıllarda bilinir kalması amacıyla yola çıkarak peynir müzesi kurmuşlar.  Kars gravyerinden tutun da Türkmen saçağa, malakana, tuluma, eski kaşara, otlu peynire kadar 32 çeşit peyniri barındıran bu müze ile nesilden nesle aktarılacak bir geleneğin temellerini oturtmuşlar.

Bu güzel hikayede gördüğümüz kesinlikle fikir sahibi, girişim sahibi üretken beyinler olmamız için illa hatırı sayılı üniversitelerden mezun olmamız gerekmediği öyle değil mi? Gerek şehirde gerek kırsalda hem üretip hem yatırım yapmamız için gerekli olan tek şey istek ve azim. Kendinize bir motivasyon kaynağı bulun ve onun verdiği enerjiyle girişimde bulunmaktan, yatırım yapmaktan çekinmeyin. Facebook da nihayetinde bir üniversite öğrencisinin  geliştirdiği yazılım Facemash’in geliştirilmiş versiyonu değil mi? Bu adam şimdi dünyanın en genç milyarderlerinden. Artık yalnız sosyal ağlara da değil geleceğe yatırım yapan birçok projeye yatırım yapan bir şirket. Atılım ve yatırım yapmaktan korkmadığınız bir hafta olsun.

 

 

 

 

Paylaş:

SGK Teşvik Analizini Hemen Öğren, Tasarruf Et!

Şirketler için en önemli maliyetlerden biri, insan kaynakları ile ilgili giderler; bu giderlerden tasarruf edinmeniz ve yetişmiş insan kaynağınızı doğru teşvik koşullarında yönetebilmeniz artık mümkün!

 

Tüm bilgileri eksiksiz doldurunuz.

Teşekkürler!
Başvurunuz bize ulaştı.

En kısa zamanda size dönüş yapacağız.